Kafanda Deli Sorular! Ama Seni Dinleyen Kitlede Derin Sessizlik Varsa Belki de Soru Sormayı Bilmiyorsundur!
Eskiden Kalma Bi Yöntem: Sokratik Sorgulama – “Yönlendirilmiş Keşif’’’
Dilimize pelesenk olmuş eğitmen cümleleri vardır.
- ‘’Bizim toplumumuz sorgulamayı bilmiyor.’’
- “Strateji geliştiremiyoruz.’’
- “Bu yeni nesil hiç soru sormuyor.’’
Peki biz bireyler, eğitmenler, öğretmenler olarak sorgulayan beyni geliştirmek için ne yapıyoruz? Sokrates’ten bu yana uygulana gelen ‘’sorgulayan öğrenme’’ yaklaşımını ve Sokratik sorgulama metodunu biliyor ya da bildiğimizi uygulamaya döküyor muyuz? Cevap hayırsa işte size bir fırsat. Bu yazıda size öz hakiki Sokrates tarafından hazırlanmış ve seminerler, akademik dersler ve günümüz okulları için adapte edilmiş Sokratik sorgulama yöntemi hakkında bilgi vereceğiz. Bu metodu sınıfta hummalı bir tartışma ortamı yaratmak, gerçekten insanların kritik sorgulama becerisini geliştirmek ve farklı görüşleri duyabilmek istiyorsanız kullanın. Sessiz, sakin sadece sizin konuştuğunuz bir sunum hayaliniz varsa bu yöntem hiç de sizlik değil :)
Sokrates Kafasına Ulaşma
Hiç birimiz tüm cevaplara sahip değiliz, ama bunu bir türlü itiraf edemiyoruz. Sokrates bize bilgilerimizin doğruluğundan kesinlikle emin olamayacağımızı söyler ve hayata kalıplaşmış anlamların ötesinde bakmayı sağlayan sorgulama, merak, şüphe yeteneklerini önemser.
Öğrenmek dediğimiz; sorular sorup, cevapları keşfetmek değil midir?! Çocukluğumuzda evrenle, hayatla ilgili bir sürü bilgi depolarız. Bu depolama işlemi sonu gelmez neden, nasıl ve niçin sorularının sonucudur. Sevgili Sokrates de tam bu noktayı fark etmiş ve üstüne gitmiştir işte.
Peki nasıl soru soracağız? Sorun bakalım kendinize; genelde cevabı evet yada hayır olan sorular mı soruyorsunuz, yoksa yoruma dayanan ucu açık sorular mı?
Bir olayı kendi yargılarınızla yorumlayan sorular mı soruyorsunuz, yoksa başka bir bakış açısını öğrenebileceğiniz sorular mı? Mesela en basiti; "Sen bu konuda ne düşünüyorsun?” mu diyorsunuz, Bu böyledir sence di mi” mi?
Sorularınızın cevabı; net ve kesin bilgi gerektiren sorular mı, yoksa kişisel deneyim ve yorumlarla cevaplanabilecek türden mi?
Soruları kısa kesip anlatmak istediğinizi mi anlatıyorsunuz, yoksa sorular üzerine sorular sorup en derindeki temel algıya inmeye çalışan bir tür sondajlama mı yapıyorsunuz
Vee kritik düşünme meraklıları için bu sorgulama sisteminin metotcası: Sokratik Seminer
Şimdi diyelim ki; bir iş toplantısında, verdiğiniz bir seminerde, sınıfınızda veya interaktif olmasını istediğiniz bir eğitimde derin bir düşünme pratiği geliştirmek istiyorsunuz. Hayaliniz, insanların o birkaç saat sonunda beyninin yorulması, bir sürü şeyi konuşmuş, düşünmüş, tartışmış, hatta belki büyük bir sinerjiyle yeni bir şeyler çıkarmış olması.
Öyleyse Hızır gibi yetiştik; alın size 8 adımda Sokratik Seminer denilen yöntem:
Adım 1: Öncelikle eğitim öncesi, ders öncesi, toplantı öncesi yada her ne yapıyorsanız onun öncesi konuşmaya katılacak kişilere konunun genel hatlarını ve içeriği açıklayan bir doküman yollayın. İçeriği okusunlar, en azından gelmeden önce göz atsınlar. Fakat eminsiniz ki kitle okumadan gelecek ve elektrik kesikti, evde tüp yoktu gibi bahaneler üretecek... O zaman başlangıç öncesi herkese metni okuyacak bir süre verin, sakin sakin okusunlar...
Adım 2: Sorgulama sürecini başlatmadan önce ilkeleri açıklayın ve hep beraber bu ilkelere uyacağınıza ant için. Tamam, o kadar da abartmaya bilirisiniz, ama en azından ilkelerin anlaşılır olduğuna emin olun:) Ne mi bu ilkeler...
- Konuş ki herkes seni duysun.
- Herkesi samimi bir şekilde dinle.
- Elini kaldırmana gerek yok, sadece kimsenin sözünü kesmeden uygun olduğunu hissettiğin zaman konuşmaya atla.
- Tüm düşüncelerini metne dayandır ve sıklıkla metinden referans göster.
- Öğretmene /eğitmene /patrona /moderatöre bakarak değil, katılımcılara bakarak konuş ve her bir yorumunu guruba yap.
- Herkese saygılı ol ve şu tartışma tekniklerini kullan;
o Söylediklerine katılıyorum ve şunu eklemek istiyorum...
o Bakış açını anlıyorum, ama konuya birde şu açıdan bakarsak...
o Bence şunu da belirtmek önemli....
- Kimseyi konuşurken kesmemeye çalış, iki kişi bir anda hararetli bir tartışmaya girerse göz kontağı kurup bir kişi diğerine öncelik versin.
- Kendi katılımını gözlemle, sessiz kalmamaya ama ortalığı da domine etmemeye çalış, tek konuşan sen olmadığından emin ol:)
- Kritik düşüncen hakkında tutkulu ol, tüm grup senden farklı düşünse de, düşünceni savunmaktan çekinme, ama düşünceni değiştirmekten de korkma. Değişim güzeldir.
- İhtiyaç duyduğunda açıklama yapılmasını iste, önemli olan birbirimizi gerçekten anlayarak ilerlemek.
Adım 3: Katılımcıları iç ve dış halka şeklinde oturtun. Yani 30 kişi konuşmaya dahil olacaksa 10 kişi iç halkada, 20 kişi dış halkada otursun. Mekanı önceden sayıya göre düzenlemenizde fayda var.
Adım 4: İç halkada oturan her bir kişi dış halkada arkasında oturan 2 kişi ile eşleşsin. Konuşma boyunca bu üç kişi dayanışma halinde olacak, birbirleriyle fikir paylaşacak ve sorular geliştirecek. İç dairede oturanlar konuşanlar, dış dairede oturanlar ise destekleyenler olacak.
Adım 5: Tartışmaya iç halkadaki bir kişinin sorusuyla başlayabilirsiniz. İç halkada oturanlar istedikleri zaman takım arkadaşlarına danışabilir, notlarını aktarabilir, destek alabilir, ancak sadece iç halkadakiler konuşabilirler.
Adım 6: Bir soru yeterince konuşulduğunda 3’lü takımların yer değiştirmesini ve dış halkadaki kişilerin de konuşmasını sağlayabilirsiniz. Bu sayede herkesin düşüncesi aktarılmış ve aktif katılım da sağlanmış olur.
Ve Adım 7, kafanızdaki soruları havalandırıp, yenilikçi tarafınızı kabartıp eğitim metotlarınızda tam bir sezon yenilemesi yapın. Sokratik sorgulama yöntemiyle, kritik düşünme becerisini, aktif dinlemeyi, tartışma kültürünü ve bilgi temelli savunuyu destekleyecek uygulamalar yapın. Yaptıkça yönlendirilmiş keşfin keyfine varın. Bizden önermesi...
Yorumlar
Yorum Gönder